Akdeniz’in incisi bu güzel yer; tarihi, doğası ve eşsiz atmosferiyle kısa kaçamaklar için harika bir destinasyon. Hem huzur dolu plajları hem de keşfedilecek köklü tarihi ile bu güzel ada, ziyaretçilerine unutulmaz anlar vaat ediyor. Eşimle birlikte bu hafta sonu, şehrin koşuşturmasından uzaklaşıp sadece ikimize ait anlar biriktirebileceğimi bir maceraya çıktık.

Daha önce bir kaç kez Kıbrıs’a bilimsel kongrelerimize katılım amacıyla uçak ile gitmiştik. Her gidişimizde çok yakınında yaşadığımız bu güzel adaya acaba deniz yolu ile yaz sezonu bitiminde gelmek nasıl olur diye konuşup, hep bu fikri rafa kaldırmıştık. Ekim ve haziran ayları ikimizin de en sevdiği aylar. Bu yıl eşimin doğum gününe rast gelen hafta sonu için bir planlama yapmaya karar verdim. Tabii ilk olarak deniz yolu ile ulaşım yine aklıma gelmedi ve hemen uçak seferlerine bakmış bulundum. Ani bir planlama olduğu için haliyle uçak fiyatları yüksekti. İşte tam o an aklıma deniz yolu ile gidebileceğimiz geldi. İnternet üzerinden biraz araştırma yaptım. Yaşadığımız şehir Mersin’den KKTC’ ye bir kaç güzergah yapan 2 firma olduğunu farkettim. Bu konu daha önce arkadaş meclisinde de gündem olduğu ve deniz tutması öyküleriyle korkunç hale getirildiği için emin olamıyordum. Böylelikle acentaların filoları, sefer sürelerini ve sefer takvimini incelemeye karar verdim. Denizci olduğum için (yelkenli yat ile bir hafta süresince ailemizi gezdirecek kadar tecrübeli kaptanlar olduğumuz için) çok etkileneceğimi düşünmüyordum. Çünkü dediğim gibi yelkenli tekne ile durmaksızın 8 saat yol aldığımız oldu. Yine de garanti olsun diye gerçekten daha önce bu seyahati tecrübe eden kişilere ulaştım ve onların da önerileri doğrultusunda Taşucu-Girne lokalizasyonları arası gidiş-dönüş Akgünler Denizcilik acentasından “Flying Anka” isimli arabalı bir şekilde de seyahat edilebilen 2.5 saatlik sefer süresine ait deniz otobüsünde karar kıldım. Trafiğin ters yönden akması, maliyetinin uçağı geçmesi ve de iki günümüz olması sebebiyle oradan araç kiralamaya karar vererek iki bilet aldım. Hemen ardından araç kiralama sitelerini incelemeye başladım. Daha önce Kıbrıs’ta araç kiralama tecrübem olmuştu. Hava alanında çok kolay bir şekilde kiralamıştım. Limanda kiralama olanaklarının nasıl olduğunu bilmediğim için şansa bırakmak istemedim. İnternet üzerinden iletişim bilgilerini aldığım firmayı bizzat aradım ve hafta sonu paketi şeklinde Suziki Swift model bir araç kiraladım. Limandan teslim alıp limana teslim etmek istediğimi söyledim. Gayet yardımcı oldular.

Sıra konaklamaya geldi. Daha önce seyahatlerde hep oranın meşhur ultra lüks otellerinde kalmıştık. Bu sefer doğa içerisinde şehirden çok da uzak olmayan sakin, kafa dinleyecek bir yerler aradım. Airbnb üzerinden tam istediğim gibi şarap bağ evine komşu Beş Parmak Dağ’larının yamacında müstakil bir villa buldum. Yorumlarda çok iyi olunca hızlıca orayıda rezerve ettim. (Seyahatten 3–5 gün önce)

Seyahat günü öğlene kadar işlerimi toparladıktan sonra saat 15:00’da kalkacak olan feribota yetişmek üzere kendi aracımızla yola çıktık. Mersin-Taşucu trafiğe bağlı olarak değişmekle birlikte yaklaşık bir buçuk saat. Feribota en az 30 dakika önce binmiş olmak gerekiyor. Taşucu merkezde aracımızı bırakıp limana doğru giderken bileti internet üzerinden aldığımız için matbu biletlerimiz için acentenin ofisini sorarak bulduk. Biletlerimizi aldık ve limana doğru valizlerimizle yürümeye başladık. Burada bir stratejik hata yaptığımızı belirtmeliyim. Navigasyon üzerinde liman şehir merkezinde gözükse de girişi vardığımız noktaya yaklaşık iki kilometre mesafede. Ayrıca acentenin limanın içerisinde de şubesi varmış. İki olasılığımız vardı ya yürüyerek devam edecektik ya da aracımıza dönüp oraya gidecektik. Park yeri sorunsalı ve biraz yürümek de istediğimiz için yürümeyi tercih ettik. Sahil boyu hızlı hızlı yürüdük. Limana girdiğimizde evet yürümek keyifliydi ancak bunun artmış valiz ağırlıkları ile dönüşünü (malum Kıbrıs’tan dönüyoruz😀)hesaba katmadığımızı fark ettik. Ayrıca park alanı için de endişelenmemiz gerekmiyormuş.

Deniz otobüsünde hızlıca yerimizi aldık. İçinde küçük bir büfesi vardı (sadece nakit ödeme kabul ediliyor). Tam saatinde kalktı ve iki buçuk saat sonra gayet konforlu bir yolculuk sonrası Girne limanındaydık. On dakika içerisinde aracımızı da teslim aldık. Çok acıktığımız için önce biz Girne merkezde hafif bir şeyler atıştırıp. Kalacağımız yere en yakın casinoya Royal Merit’e geçtik. Bahsettiğim gibi daha önce araç kiralamıştım. Hatta o zaman içimden sola dar, sağa geniş dön, sol da kal komutlarına o kadar geçirmiştim ki gece rüyamda sabaha kadar Kıbrıs sokaklarında bisiklet sürmüştüm. Bu sefer daha rahattım ancak yine de bir kez ters yola girdim, bir kez de park yerinden önümdeki aracın çıkması gerektiği için arabayı kullanmak için sürücü koltuğu yerine yan koltuğa oturdum. Diğer araç sahibi de durumu anladı ve gülmeye başladı. Ama genel olarak trafik, sokaklar yer yer dar olsada, sakindi ve de kiralık araçlar kırmızı plakaya sahip olduğu için halk çoğunluk bizlere karşı sabırlıydılar. Bir de kesinlikle kurallara Türkiye’dekilerden daha fazla uyuyorlar. Örneğin şu kavşak içindeki araçları bekleme kuralı bir bizim ülkemizde bir türlü oturamadı. Çok uzun olmayan casino macerasından sonra konaklayacağımız yere geçelim dedik. Ev sahibi oldukça yardım sever biriydi. Dağa doğru 10–15 dakikalık araçla tırmanma sonrası (ufak bir kaybolmayla) yıldızların altında. İlerleyerek konaklayacağımız yere vardık.

Odamıza yerleştik bir iki yudum bir şeyler içip uyuduk. Sabah çok güzel bir manzaraya uyandık. Kahve insanı olduğumuz için araca atlayıp en yakın kahveciye geçtik. Afyonumuzu patlattıktan sonra günü planladık. Önce bir deniz yapıp ardından ev sahibinizin ikramı olan şarap ile günü batırıp son olarak yine yeniden başka bir casinoda şansımızı deneyecektik. Tabii bir de yapılacaklar listemde olan dron çekimlerim vardı. Döndüğümüzde daha bizi Aspro ve Mavro karşıladı. Oldukça cana yakın ve uysallardı. Eşimin korkusu olduğu için cana yakın ev sahibi ile adaya varıp varmadığımızı konuşurken; ısırmazlar değil mi diye sorduğumda “Beyaz olan önce bir ısırık alır tadınızı beğenirse öğününü tamamlar” demişti. “Siyah olan zaten kocamış bir karı artık” dedi ve karşılıklı gülüştük. Telefonu kapattıktan sonra ada şivesinin tatlılığı üzerine konuştuk. Gerçi biz her türlü şiveyi çok eğlenceli ve sempatik buluyoruz. Bazı Kıbrıs’lı öğrencilerimden aslında kulak aşinasıydım. Ancak bir kere derste başka bir öğrencim benzer şive ile konuştuğunda Kıbrıslı mısın diye sorduğumda “yok hocam Suriyeliyim” demişti. Bunun üzerine “iyi de Kıbrıslılar gibi konuşuyorsun” dediğimde “ev arkadaşım Kıbrıslı” diyivermişti. Şaşkınlık verici ve komik bir anı olarak ben de kalmıştı bu olay.

Ev sahibimizden deniz için aldığımız öneri doğrultusunda Suna’s Beach Club’a geçtik. Açıkcası bu kadar güzel bir denizi olacağını düşünmediğimizi itiraf etmeliyim. Çünkü daha güzel sahillerin Gazimağusa tarafında olduğunu biliyordum. Ama biz buraya bayıldık. Kıbrıslılar sezonu kapattığı için plaj bizim gibi turistlere kalmıştı. Bir kaç saat yüzdük. Jet ski ile dolaştık. Kokteyllerimizi içip biraz da havuz başında vakit geçirmeye karar verdik.

Döndük ve evin hakkını verdik. Kitap okuduk, dans ettik, spor yaptık, şarap içtik, dron uçurduk vs. Bu şekilde bir dört-beş saatimizi geçirdik. Ardından ufak bir google araştırması sonrası Cratos’a casino için geçtik. Gece yarısına doğru döndük ve valizlerimizi sabah gideceğimiz için toparladık. Ertesi gün limanda teslim ederek saat 10:30 deniz otobüsü ile döndük.

Bizim için oldukça keyifli bir hafta sonu kaçamağı oldu neredeyse aklımızdakilerin tümünü yaptık. Çocuklardan dolayı uzun süredir baş başa kalamamanın acısını çıkardık. Bol bol güldük, sohbet ettik. Kıbrıs ile ilgili konuştuk. Bir de sanki tüm bütün bunları çok ünlü bir gezi vlogumuz varmış ve takipçilerimize video hazırlıyormuşuz gibi kameraya aldık. Dönüş yolunda izleyip izleyip gülmeye devam ettik.

Bizim To Do List’imiz

✅ Mersin-Kıbrıs feribotunu denemek

✅ Çocuksuz baş başa tatil

✅ Gezi vlogu çekmek

✅ Kıbrıs’da dron uçurmak

✅ Casino


Bir vlog gönderisi olarak buraya koymasam da oralardan bazı videoları aşağıda paylaşıyorum. Planlı biriyseniz senelik takviminize bir kaç tane bu tarz geziler serpiştirin. Ya da spontane kararlar ile sevdiklerinize bu tarz süprizler yapabilirsiniz😀

Yorum bırakın

Popüler